Hizbullah'tan İsrail'e sert uyarı: Füzeler yağar

Hizbullah'ın iki numaralı ismi Naim Kasım, Lübnan'a yönelik olası büyük bir savaş durumunda İsrail'i füze saldırılarıyla vuracakları uyarısında bulunarak, Salı günü televizyondan yaptığı açıklamayla aylar süren sessizliğini bozdu.

Bu açıklamalar, Lübnan hükümetinin tam da Hizbullah'ın silahlarının geleceğini masaya yatırdığı bir zamana denk geldi; bu toplantı, Washington'un İran destekli örgütün silahsızlanması için Lübnanlı yetkililere yaptığı baskılar ve aksi takdirde İsrail'in saldırılarını artırabileceği endişelerinin gölgesinde yapılıyordu.

İsrail'in Lübnan'a yönelik topyekûn bir saldırı başlatması halinde, Hizbullah'ın Lübnan ordusu ve halkıyla birlikte birleşik bir savunma hattı oluşturacağının altını çizdi.

Böyle bir savunmanın İsrail'e füze yağdırmakla sonuçlanacağını ve İsrail'in son sekiz aydır kurduğu tüm güvenlik altyapısının bir saat gibi kısa bir sürede yerle bir olacağını iddia etti.

Taraflar arasında aylarca süren ve Hizbullah'ın önceki lideri Hasan Nasrallah dahil olmak üzere pek çok komutanının hayatını kaybetmesine ve cephaneliğinin ciddi hasar görmesine neden olan çatışmalar, geçtiğimiz Kasım ayında ABD'nin devreye girmesiyle sağlanan bir ateşkesle durdurulmuştu.

Örgütün kayıplarına rağmen hala güçlü olduğunu ve üyelerinin gerektiğinde "en büyük özveriyi" göstermekten çekinmeyeceğini ifade eden Kasım, savaş sırasında 5.000 savaşçılarının öldüğünü ve 13.000'inin yaralandığını açıklayarak grubun ilk kez resmi kayıp rakamlarını paylaştı.

Kasım'ın konuşmasının hemen ardından, Beyrut'un güneyindeki Hizbullah'a ait kalelerde bir hareketlilik yaşandı ve sarı bayraklarla donatılmış motosikletli gruplar, ikinci gün de bir gövde gösterisi yaptı.

HİZBULLAH BASKI ALTINDA

Haziran'dan beri devam eden görüşmelerde, Washington ile Beyrut arasında ABD tarafından sunulan bir yol haritası ele alınıyor; bu plan, Hizbullah'ın tüm silahlarını bırakması karşılığında İsrail'in saldırılarına son vermesini, güney Lübnan'da işgal altında tuttuğu beş noktadan çekilmesini ve yıkılan alanların onarımı için mali destek verilmesini içeriyor.

Fakat silahsızlanma meselesinde somut bir adım atılamaması üzerine sabrı taşan Washington yönetimi, müzakerelerin sürmesi için Lübnan hükümetine bir an önce açık bir taahhüt vermesi konusunda baskıyı artırdı.

Bu şartları reddeden Kasım, başka bir konunun ele alınmasından evvel İsrail'in ateşkesin gereklerini yerine getirerek Lübnan'daki tüm askeri operasyonlarını sonlandırması gerektiğini dile getirdi.

Önceliğin İsrail'in saldırgan tutumunun sonlandırılması olduğunu, silah konusunun ancak bu sorun çözüldükten sonra görüşülebileceğini net bir dille ifade etti.

Konuşmasını Lübnanlı yöneticilere bir mesajla bitirerek, dış güçlerin dayatmalarıyla oluşturulan suni gündemlerle vakit harcamamaları tavsiyesinde bulundu.