İsrail'e karşı Tahran-Bağdat ekseni

İranlı Ali Laricani ve Iraklı Ammar el-Hekim, son dönemdeki İsrail agresyonunu takiben ikili işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, aralarındaki partnerliğin bölgesel denge için stratejik bir hamle olduğunu vurguladı.

Tahran yönetimi, komşusu Irak ile ilişkileri derinleştirme çağrısını tekrarlayarak, bu partnerliğin bölgeyi yabancı müdahalelere ve kaosa karşı koruyacak temel bir unsur olduğunu tasvir etti.

İran Yüksek Milli Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani, Irak Ulusal Hikmet Hareketi lideri Seyyid Ammar el-Hekim'i Tahran'da ağırladığı buluşmada, aralarındaki ilişkilerin daha kapsamlı bir boyuta taşınması yönünde ısrarcı oldu.

"İçinde bulunduğumuz dinamik koşullar ışığında, Tahran ve Bağdat arasındaki işbirliği daha elle tutulur ve nesnel bir zemine oturmalıdır" diyen Laricani, Irak'ı "dost ve kuvvetli bir memleket" olarak tanımlayarak aralarındaki ortaklığın "stratejik" niteliğinin altını çizdi.

İran'ın "İsrail'e" karşı son savaşta gösterdiği mukabeleyi takdir eden El-Hekim, "Siyonist yapının tüm hesaplarını bozan 12 günlük İsrail agresyonu, İslam Cumhuriyeti'nin Batı Asya'daki nüfuzunu pekiştirmiş ve Müslümanlar İran'ın bu dominant rolünü övgüyle karşılamıştır" değerlendirmesinde bulundu.

El-Hekim konuşmasını şöyle sürdürdü: "Siyonist rejimin günümüzdeki 'Büyük İsrail' projesi kapsamındaki art niyetli tutumu, İran'ın İsrail için kullandığı 'kanserli ur' benzetmesinin ne denli yerinde olduğunu ispatlamaktadır. Bütün coğrafyamız artık İsrail'in sergilediği maceraperestliğe karşı teyakkuza geçmiştir"

STRATEJİK İTTİFAK

Bu temaslar, 13 Haziran'da "İsrail'in" İran topraklarını hedef alarak kıdemli komutanları, bilim insanlarını ve sivil halkı öldürmesiyle başlayan büyük tırmanışın hemen sonrasında gerçekleşti.

Tahran, 24 saat geçmeden Gerçek Vaat 3 Operasyonu ile füze ve İHA'larla mukabelede bulunarak karşılığını genişletti. Washington ise 22 Haziran'da üç İran nükleer tesisini bombalayarak savaşa müdahil oldu.

Tahran bu adımı uluslararası hukuka aykırı bularak lanetledi.

İran'ın cevabı ise ABD'nin bölgedeki en büyük askeri noktası olan Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'nü vurmak oldu.

Giderek artan baskı altında kalan "İsrail", 24 Haziran'da tek taraflı olarak ateşi kesmeyi onayladı.

Güncel çatışmaların yanı sıra Laricani ve el-Hekim, Bağdat yönetimini ABD'ye yakın Kürt grupları hudut hattından uzaklaştırıp silahsızlandırmakla yükümlü kılan 2023 tarihli İran-Irak güvenlik paktını da ele aldı.

Sınır ötesi sızma girişimlerini engelleme ve hudut eyaletlerinde asayişi sağlama hedefi taşıyan bu adımın yanı sıra, bölgesel güvenliği pekiştirmek amacıyla benzer işbirliği mekanizmalarının artırılması gerektiğinin altını çizdiler.

KALICI ORTAKLIK

Tahran-Bağdat bağları geçtiğimiz on yıllarda büyük bir evrim geçirdi. 1980-88 savaşında birbirinin amansız düşmanı olan iki memleket, 2003'te Saddam Hüseyin'i iktidardan indiren ABD liderliğindeki müdahale sonrası birbirine yaklaştı.

Bu tarihten itibaren İran, Irak siyasetinde ve askeri arenasında kilit bir oyuncu konumuna yükseldi.

İran, direniş yanlısı partileri himaye etti ve DEAŞ'la mücadele sürecinde Haşdi Şabi Güçleri'ne omuz verdi.

İran'ın artan bu etkisi, özellikle Washington'un 2020'de Bağdat'ta düzenlediği ve İranlı komutan Kasım Süleymani'nin hayatını kaybettiği saldırı sonrası, ABD'nin Irak'taki mevcudiyetiyle pek çok kez karşı karşıya geldi.

Günümüzde Tahran ve Bağdat, aralarındaki stratejik ortaklığı, Siyonist agresyonuna ve Amerika'nın bölgeyi karıştırma gayretlerine karşı bir savunma mekanizması olarak konumlandırıyor.

Bu ortaklık, daha otonom ve emniyetli bir bölgesel nizamın inşasına katkı sunmayı sürdürüyor.